23 Haziran 2009 Salı

“AKP ve Gülen’i bitirme planı”


Bir belge var ortada, dolaşıp duruyor.

“AKP ve Gülen’i bitirme planı”

Haberin kaynağı Taraf gazetesi. Yandaş medya “Taraf Genelkurmay’ın raporlarına sızmayı başardı” manşetiyle verdi haberi. Özetle “plan”da “Ergenekon’a misillemede bulunulacak,” “Gülen cemaati PKK’yla ilintili gösterilecek,” “ AKP çökertilecek” gibi bir takım eylem planları bulunuyor.

Muhteşem bir plan!

İlginç!

Bu muhteşem planın sahibi Kıdemli Albay Dursun Çiçek.

Taraf Genelkurmay’ın raporlarına sızmış ya, bir şey merak ettim. Acaba o kadar kuvvet komutanı, general, amiral duruken bu plan neden bir albay tarafından yapılmış? Acaba üst düzey komutanların enerjisi mi bitmiş, yoksa Dursun Albayı kendi içlerinde bitirmek için yapılan komplo mu bu?

Şaka bir tarafa Genelkurmay’ın konuyla ilgili hassasiyeti belli. Hatırlarsanız Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ son Genelkurmay iletişim toplantısında; “TSK içinde darbeciler barınamaz” demişti. Yaptığı diğer açıklamarlarda da “Ergenekoncuları” destekleyen bir tavrı yoktu. Ve hepimiz geçmiş tecrübelerden biliyoruz ki, “darbe” denen şey bazı güçlerin işine yaramış olsa bile, toplum olarak bizlerin hiçbir işine yaramamıştır. En isabetli “darbe” olarak gösterilen 12 Eylül’de bile bu böyledir bana göre. O darbelerin hepsinde de aktif rol oynayanların hemen hemen tamamı general rütbesinde askerlerdi ve mutlaka Genelkurmay Başkanı da organizasyonun başındaydı. O yüzden Genelkurmay Başkanlarının içinde olmadığı bir “darbe planı” bu memlekette olamaz. Burada olamayacağı gibi dünyanın her hangi bir memleketinde de olamaz. Böyle bir “plan” var olsa da Genelkurmay başkanına rağmen yürütülemez. Nitekim yürütülememiştir de. Geçmişte olduğu gibi ancak bir “plan” olarak kalmış, sonuca ulaşılamamıştır. Bu nedenle şimdiki zamanın da kendi özgü bir hususiyeti yoktur. Anlaşıldığı gibi Genelkurmay başkanı “darbe”istememektedir. Hem toplumun isteği de “darbe” doğrultusunda değildir. Unutulmaması gereken asıl husus şudur: Hiçbir “darbe”, arkasında "yabancı güç" desteği olmadan gerçekleştirilemez. Halkın desteğini alarak yapılan eylemin adı da darbe değil, "devrim" dir.

Gelelim meşhur bitirme planına

Bir kere bu plan AKP’yi yıpratmamıştır. Aksine, AKP’nin ekmeğine yağ sürmüştür. 27 Nisan’da Genelkurmay tarafından gerçekleştirilen e-muhtıra gibi bu da AKP’nin işine yaramıştır. “Mağdur” olduğunu 27 Nisan’dan beri sürekli bir biçimde kullanan AKP, bunu da kullanmaktadır.

Söz konusu belgenin ilk ortaya çıktığı günden beri devlet bakanları ve başbakan, doğruluğu bu gün bile belirlenememiş olan bu belge üzerinden siyaseten kâr gütme politikası uygulamaktadır.

Başbakan yürütmenin başındaki kişi değilmiş gibi, bakanlar yürütmeyle mükellef değillermiş gibi konuştular, konuşmaya devam ediyorlar. Oysa bu belgeden, hem de belgenin her şeyinden bizzat başbakan sorumludur, bakanlar Kurulu sorumludur. Belgenin durumu belli olmadan partisine karşı bir hareket yapıldığı gerekçesiyle mahkemeye koşturmaktan önce, devleti ve milleti öncelikle ilgilendiren belgenin doğruluk ya da yanlışlığına ilişkin durumun belirlenmesini gerekmektedir. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç gibi Fethullah Gülen’e bağlı Abant Platformu Toplantısı’nda; “Bu belge, halkın iradesine karşı, halkın seçimine, Anayasa’ya, demokrasiye karşı büyük bir ihanetten başka bir şey değildir.” diyerek doğruluğu belli dahi olmamış bir belge üzerinden “mağdur görünme “ edebiyatından önce, AKP’li Milletvekili Haluk Özdalga gibi “Genelkurmay Başkanı’nın kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapmasını beklediklerini” söyleyecekleri yerde, önce yürütmeyle ilgili olan kısmını halletmeliydiler. T.C Anayasası madde 117 Genelkurmay Başkanı’nın Başbakan’a karşı sorumlu olduğundan bahseder. Doğal olarak “tatmin edici açıklama” ancak Başbakanlıktan beklenebilir.

İlginçliği şuradan: söz konusu bu belgenin aslı yok ortada. Fotokopisi var. Aslının nerede olduğu belli değil. Belki de belli ama bizim haberimiz yok. Ortalıkta bir sürü iddia var sadece.

Tabii yandaş medya için de gün doğmuş oldu. Akıl almaz senaryolar üretmeye başladılar daha ilk günden. Bunlardan en yenisi Fethullah Gülen taraftarı Zaman gazetesinden çıktı. “Kirli Tezgah” dedikleri belgedeki önlemler meğerse çoktan alınmış. Kendileri gibi düşünmeyen medyanın talimatla haber yapması, alt alta getirilmiş bir çok ipe-sapa gelmez haberi örnek göstererek AKP’yi desteklemeyen her türlü medya kaynağını planın bir parçası olarak göstermekten çekinmedi.

AKP kalemşörü köşe yazarlarının durumu zaten ortada. Bizzat Başbakan’dan fırça yiyerek “nasıl AKP yandaşı olunur”u bu zamana kadar çoktan öğrendiler. Onun için onların bu konuya nasıl yaklaştıklarını uzun uzadıya anlatmaya gerek bile yok.

Bir belge var ortada, dolaşıp duruyor.

Bakalım kimin elinde kalacak.
Gölge Adam- Bütün hakları yazarına aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gallery

Gölge Adam