26 Mart 2009 Perşembe

Apo, Kesire, MİT III: Kesire Öcalan

26.03.2009


Kesire Yıldırım mı? Öcalan mı?

Başlığı bu şekilde atmam yadırganmayacaktır. Hatırlarsınız bir yıl bile olmadı daha Adalet Bakanı M. Ali Şahin, basın mensuplarının sorduğu cezaevlerindeki tutukluların cinsel durumları ile ilgili sorularını yanıtlarken söz Abdullah Öcalan’a gelince, o bekar demişti. Bunun üzerine gazeteci Nevzat Çiçek gazetedeki köşesinde Öcalan’ın evli olduğunu yazmıştı. Konuyu derinlemesine araştırınca gazeteci Çiçek’in haberinin doğru olduğunu anladım. T.C Kimlik No sorulamadan Kesire Öcalan’a ait “2329463940” kimlik numarasını sorguladığımızda Kesire’nin soyadının hâlâ “Öcalan” olduğunu görüyoruz. Ayrıca ili hanesine Şanlıurfa yazması Apo’nun nüfusuna kayıtlı olduğunu gösteriyor.

Kesire'nin T.C Kimlik No sorgulama ekranındaki kayıtları


Bu durumu bir gazetecinin bilmesi ve bakana köşesinden iletmesi, AKP hükümeti bakanının Türkiye’nin en önemli tutuklusu Abdullah Öcalan hakkında ne denli bilgiye sahip olduğu açıkça görülmektedir. Daha da önemlisi AKP hükümetinin Öcalan’ın verdiği çok önemli bilgileri nasıl değerlendirdiği de ayrı bir tartışma konusudur. Ancak yeri geldiği için burada kısaca konu hakkındaki görüşlerimi belirtmek istiyorum:
16-21 şubat 1999 tarihleri arasında Abdullah Öcalan’ın Jandarma Genel Komutanlığı’nda alınan ifadesinde verdiği bilgilerde örgütün hangi ülkeler tarafından desteklendiği, açıkça yardım gördüğü, Avrupa’da bulunan temsilcileri, silah ve uyuşturucu trafiği hakkında verdiği bilgiler, örgütün yayın organları, kara paranın nasıl aklandığı, örgütün Türkiye içindeki faaliyetlerinin son durumu ve en önemlisi örgütün arşivinin durumu.

Türkiye Cumhuriyeti, bu bilgilerin hepsini edinmiştir. Edinmiştir ancak gereğini ne kadar yaptığı, yapıp yapmadığı tartışma konusudur. Söz gelişi yardımda bulunan ülkelere ne gibi yaptırımda bulunmuşlardır? Adı Soyadıyla anılan bir çok örgüt üyesi hakkında bulundukları ülkelerden bunların iadesi istenmiş midir? Kırmızı bülten çıkartılmış mıdır? Türkiye Cumhuriyeti için hayati bir öneme sahip olan örgüt arşivinin ele geçmesi için ne yapılmıştır? Örgüt lideri ele geçtiyse arşivin geçmediği düşünülemez. En azından nerede olduğu bilgisine ulaşılmış olması gerekir. Bu arşiv Suriye yada A.B.D’nin elindedir. Teslim alınması için ne beklenmektedir? Yok teslim alınmış ve yukarıda saydığımız ve daha da çoğaltabileceğimiz konuların üzerine gidilmişse kamuoyu neden aydınlatılmamıştır? Yoksa Apo’yu teslim eden CİA ile iddia edildiği gibi bazı anlaşmalar mı yapılmıştır? Bu anlaşma maddelerinin biri de örgütün arşivinin Türkiye Cumhuriyetine teslim edilmemesi midir?

***
Abdullah Öcalan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiyken tanıştığı Kesire Yıldırım’la 24 mayıs 1978’de evlenir. Çift 3 ay Diyarbakır’da yaşar. Daha sonra Suriye’ye kaçarlar. Kesire bir müddet sonra kardeşi Hüseyin Yıldırım’la Avrupa’ya gider ve kimliklerini değiştirirler.


Kesire - Abdullah Öcalan evliliğiyle ve Apo’nun örgüt öncesi durumuyla ilgili yazıp çizen zevat, o dönemi anlatırken Kesire Öcalan’ın babası Ali Yıldırım’ın MİT ajanı olduğunu, Kesire’nin aslında zamanında bir Türk milliyetçisi olduğunu, PKK’nın kuruluşunda Pilot Necati (kod adı) isimli kişiyi, daha da ilginci Abdullah Öcalan’ın örgütün kuruluşundan kısa süre öncesine kadar aslında Türk milliyetçileri saflarında olduğunu iddia ediyorlar, hatta bazıları MİT ismi çok geçtiğinden olacak, PKK’ya MİT’in kuruluş aşamasında yardımcı olduğunu bile iddia edebiliyorlardı.


Kesire Yıldırım hakkında söylenenlerin bir kısmı doğru. 21 ekim 1951’de Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde doğdu. Ailesi Tunceli’den Elazığ’a yerleşti. Kürt isyanlarında ( Şeyh Sait ve Dersim) devletin yanında yer aldı. Bu dönemde baba Ali Yıldırım MAH (Milli Amele Hizmet, Milli İstihbarat Teşkilatının önceki adı) ajanı; Dersim isyanında teşkilatın genel müfettişi İbrahim Tali’ye raporlar gönderiyor. 27 mayıs darbesini takip ediyor ve İsmet İnönü’ye bildiriyor. Kesire. Elazığ Kız Öğretmen Okulu’nu bitiriyor ve Karakoçan Yeni Köy ilkokulunda geçici olarak öğretmenlik yapıyor. 1974 yılında Ankara Üniversitesi basın yayın yüksek okulunda öğrenim görmek üzere ailesiyle Ankara Etlik’e taşınır. Üniversite hayatı boyunca sol gurupların içinde yer alır. 1976 yılında Ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde öğrenci olan İsmet Kılıç’la (Arabanlı İsmet)tanışır ve duygusal yakınlaşmaları olur. Aralarında nişanlanırlar, ilişkileri evliliğe doğru yol almaktadır. Ancak Kesire’yi takip eden başka biri daha vardır; Abdullah Öcalan.


Öcalan bu dönemde yakın adamları olan Cemil Bayık ve Ali Haydar Kaytan’dan Kesire hakkında bilgi ister.


Bayık ve Kaytan’ın verdiği bilgiler arasında, işbirlikçi bir aile olduğu da vardır. Buna rağmen Apo Kesire’ye evlilik teklifi yapar ve 24 Mayıs 1978 günü Ankara Gençlik Parkı Nikah Salonunda evlenirler.


Kesire ve Apo’nun evliliği üstüne İsmet Kılıç örgütten ayrılır. Örgüt içinde çatlak sesler çıkmaya başlamıştır. Bu noktada sözü 2 Kasım 200’de faili meçhul bir cinayete kurban giden Emekli Binbaşı A. Cem Ersever’in yayınlanmamış kitabı “Şam’daki Kemancıdaki” anlatımlara bırakalım. Bu sözlerin sahibi PKK’nın “kara kutusuBaki Karer’e ait. Tarih 1 Aralık 1995.


Kesire’nin Abdullah’tan önce birlikte kaldığı kişi Abdullah’la yaptığı tartışmalardan sonra gruptan ayrılır. Olayın Ankara’daki sempatizanlar arasında yaygınlaşması üzerine Abdullah durumu kendi lehine müdahale etmek için grup merkezinden yardım ister. Baki Karer Antep’te yaptığı bir toplantıda ‘ Bunlar ne halt karıştırıyorlar, ilginç bir durum. Ben bu duruma müdahale etmeyeceğim, başkalarının da müdahale etmesinden yana değilim,’ diyerek tavır koyar ve bu diğerlerince onaylanır. Bu tavır toplantıya katılanlar tarafından görevlendirilen Kemal Pir aracılığıyla Abdullah’a iletilir.


Aradan geçen birkaç ay sonra da grup merkezi evliliğin dondurulması ve Abdullah’ın da Kürdistan’a gelmesi doğrulturunda karar alır. Abdullah bu kararı onaylamamasına karşın uygulayacağını bildirir. (Şam’daki Kemancı)


Bu gelişmelerin ardından PKK’nın kuruluşunda Kesire Yıldırım’a karşı grup içinde kuvvetli bir direnç oluşur. Öcalan Kesire’ye PKK içinde görev vermek için ısrar der. Kesire’de örgüt içinde tepki çekecek faaliyetlerden geri durmayacaktır.


Bunlardan ilki ve belki de en çok dikkat çekeni, Kesire’nin bir dönem evinde kaldığı Gaziantepli milyoner. Kesire bu evde kalırken , o dönem Gaziantep tümen komutanıyla metres hayatı yaşayan esrarengiz bir kadınla sıklıkla görüşmesi. İşte Kesire bundan sonra sıkı takibe alınır.



Sözü bu noktada yeniden Karer’e bırakalım:



“ Önümüze çıkartılan yeni bir engelle uğraşıtılmak zorunda bırakılırız: Kesire Öcalan sorunu birimlerin inşasına geçildiği dönemde Abdullah hariç hiçbir MK üyesi Kesire Öcalan’a görev verişini kabul etmedi. Buna rağmen Abdullah Urfa bölgesinde geörev yaptığı dönemde Mazlum’a yardımcı olacağı bahanesiyle Kesire’yi yazı kurulunda görevlendirir…


Örgütlenme komitesi baştan buna itiraz etmişse de sonradan Mazlum’un denetiminde çalışması kabul edilmiştir. Bu görevlendirmeden birkaç ay sonra Mazlum Doğan, Mk’ye yazdığı bir raporda Kesire’nin ortalığı karıştırdığını ve kendilerini çalışamaz hale getirdiğini bildirerek müdahale edilmesini istedi.


Yarın: Kesire'nin gizli gizli görüştüğü kadın. Neden hakkında MK toplandı? Kesire'nin ajanlık belgeleri...

Not: Gölge Adam- Bütün hakları yazarına aittir.Alıntı yaparken:http://detayhaber.blogspot.com şeklinde yapılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

gallery

Gölge Adam