Kesire'nin ajanlık belgeleri
Kesire, soruna çözüm getirmek için Mazlum’un yanına giden Cuma’ya kendisini dinlemeyeceğini, soruna ancak Abdullah’ın müdahale etmesi gerektiğini söyler. Cuma, Kesire’yi Mazlum’un yanından ayırarak başka bir yere yerleştirip hemen soruşturma açar. Bölgede ve yazı kurulunda sorumlu kadrolar da Kesire’nin şaibeli biri olduğunu söyler.
Kesire’nin yazı kurulundan habersiz Antep milyonerlerinden birinin (H.Neyir) kendisine kiraladığı bir apartıman dairesinde kaldığı, Antep tümen komutanıyla metres hayatı yaşayan Antep Eğitim Enstitüsünden bir kadın öğretmenle yine bu evde belirli aralıklarla görüştüğü tespit edilir. Bu soruşturma ve takibin sürekli kılınması için bölge sekreterliğine örgütlenme komitesi tarafından talimat verilir. 1979 Haziranının başlarından itibaren bölgeden gelecek raporlar beklenir…” (Şam’daki Kemancı)
Kesire’nin PKK içindeki bu “vukuatçı” görüntüsü ve hakkında soruşturma açılmasından elbette APO da haberdardı. “1979’un Ekim ayında toplanacak MK’dan Öcalan da haberdar edilmişti” (Karer)
1979 yılının Ekim ayı MK toplantısı için MK kurulu, toplantıda tartışılacak konuların raporlarını (muhtemelen) hazırlayan MK üyeleri (Cuma, Yıldırım Merkit, Mahmut Karasungur ve Mazlum Doğan) üzerlerinde hiçbir belgenin bulunmaması konusunda uyarıp, Abbas adındaki örgüt üyesi kurye’yi evrakları toplantı yerine getirmesi için görevlendirir. Ancak Mazlum Doğan ve Yıldırım Merkit toplantı yerine ulaşmadan belgelerle birlikte yakalanıp tutuklanırlar. Böylece toplantının en önemli gündem maddesi olan Kesire sorunu tüm belge ve bilgilerle birlikte raporları hazırlayanların bir kısmı da yakalandığı için sonuçsuz kalır.
Kesire ve Abdullah Öcalan çiftinin yolları 1998 yılında ayrılır. On yıl süren “birliktelik!” Apo tarafından açıkça korunan Kesire’nin Apo’ya “Diktator” demesiyle son bulur. Apo’nun da baştan beri Kesire için söylenen “ajanlığı” (mecburen?) kabullenmesine neden olur.
Kesire örgüt içinde MK üyeliğinden Avrupa sorumluluğuna kadar bir şok görevde bulunduğu bilinen bir gerçektir. Örgütün hemen hemen tüm iç infazlarını “ajanlık” suçlamasıyla gerçekleştirdiği de bilinmektedir. Ancak Kesire’nin “ajanlık” durumu kesinleştiği halde “imha” edilmemesi akıllara Kesire’nin hâlâ korunduğuna yada PKK’nın imana geldiğine işarettir. Zira “ajanlık”la suçlanıp “imha” edilmeyen nadir kişilerdendir Kesire.
Bildiğimiz kadarıyla Kesire Stockholm’de ( bir çok PKK üyesi gibi) yaşamaktadır. O tarihten bu güne sesi de pek çıkmamıştır. Arada bir hakkında haberler çıkmasına karşın, karanlıkta kalan hususlar hakkında bizzat kendisi konuşmamıştır. Şu halde cevaplanması gereken bir sürü soru bulunmakla birlikte, konuyla alakalı kişiler ( bilgi sahipleri ve görgü tanıkları) eşyanın tabiatı gereği kendilerini kurtaracak beyanlar vermektedirler. Bu noktada bize düşen elimizdeki bilgilerden mantıklı sonuçlara ulaşmamızdır. Ebette bu konunun takipçisi olmak durumundayız. Yeni veriler geldikçe, yeni bilgiler geldikçe mutlaka bunları paylaşmaktan imtina etmeyeceğiz, ancak dileğimiz konunun bizzat muhataplarının akıllara takılan sorulara gerçek cevaplar vermeleri ve bunları delillendirmeleridir.
Kesire, soruna çözüm getirmek için Mazlum’un yanına giden Cuma’ya kendisini dinlemeyeceğini, soruna ancak Abdullah’ın müdahale etmesi gerektiğini söyler. Cuma, Kesire’yi Mazlum’un yanından ayırarak başka bir yere yerleştirip hemen soruşturma açar. Bölgede ve yazı kurulunda sorumlu kadrolar da Kesire’nin şaibeli biri olduğunu söyler.
Kesire’nin yazı kurulundan habersiz Antep milyonerlerinden birinin (H.Neyir) kendisine kiraladığı bir apartıman dairesinde kaldığı, Antep tümen komutanıyla metres hayatı yaşayan Antep Eğitim Enstitüsünden bir kadın öğretmenle yine bu evde belirli aralıklarla görüştüğü tespit edilir. Bu soruşturma ve takibin sürekli kılınması için bölge sekreterliğine örgütlenme komitesi tarafından talimat verilir. 1979 Haziranının başlarından itibaren bölgeden gelecek raporlar beklenir…” (Şam’daki Kemancı)
Kesire’nin PKK içindeki bu “vukuatçı” görüntüsü ve hakkında soruşturma açılmasından elbette APO da haberdardı. “1979’un Ekim ayında toplanacak MK’dan Öcalan da haberdar edilmişti” (Karer)
1979 yılının Ekim ayı MK toplantısı için MK kurulu, toplantıda tartışılacak konuların raporlarını (muhtemelen) hazırlayan MK üyeleri (Cuma, Yıldırım Merkit, Mahmut Karasungur ve Mazlum Doğan) üzerlerinde hiçbir belgenin bulunmaması konusunda uyarıp, Abbas adındaki örgüt üyesi kurye’yi evrakları toplantı yerine getirmesi için görevlendirir. Ancak Mazlum Doğan ve Yıldırım Merkit toplantı yerine ulaşmadan belgelerle birlikte yakalanıp tutuklanırlar. Böylece toplantının en önemli gündem maddesi olan Kesire sorunu tüm belge ve bilgilerle birlikte raporları hazırlayanların bir kısmı da yakalandığı için sonuçsuz kalır.
Kesire ve Abdullah Öcalan çiftinin yolları 1998 yılında ayrılır. On yıl süren “birliktelik!” Apo tarafından açıkça korunan Kesire’nin Apo’ya “Diktator” demesiyle son bulur. Apo’nun da baştan beri Kesire için söylenen “ajanlığı” (mecburen?) kabullenmesine neden olur.
Kesire örgüt içinde MK üyeliğinden Avrupa sorumluluğuna kadar bir şok görevde bulunduğu bilinen bir gerçektir. Örgütün hemen hemen tüm iç infazlarını “ajanlık” suçlamasıyla gerçekleştirdiği de bilinmektedir. Ancak Kesire’nin “ajanlık” durumu kesinleştiği halde “imha” edilmemesi akıllara Kesire’nin hâlâ korunduğuna yada PKK’nın imana geldiğine işarettir. Zira “ajanlık”la suçlanıp “imha” edilmeyen nadir kişilerdendir Kesire.
Bildiğimiz kadarıyla Kesire Stockholm’de ( bir çok PKK üyesi gibi) yaşamaktadır. O tarihten bu güne sesi de pek çıkmamıştır. Arada bir hakkında haberler çıkmasına karşın, karanlıkta kalan hususlar hakkında bizzat kendisi konuşmamıştır. Şu halde cevaplanması gereken bir sürü soru bulunmakla birlikte, konuyla alakalı kişiler ( bilgi sahipleri ve görgü tanıkları) eşyanın tabiatı gereği kendilerini kurtaracak beyanlar vermektedirler. Bu noktada bize düşen elimizdeki bilgilerden mantıklı sonuçlara ulaşmamızdır. Ebette bu konunun takipçisi olmak durumundayız. Yeni veriler geldikçe, yeni bilgiler geldikçe mutlaka bunları paylaşmaktan imtina etmeyeceğiz, ancak dileğimiz konunun bizzat muhataplarının akıllara takılan sorulara gerçek cevaplar vermeleri ve bunları delillendirmeleridir.
Pazartesi: Pilot Necati kimdir, Ne yapmıştır? Bilinmeyen gerçekler...
lıdır. Gölge Adam- Bütün hakları yazarına aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder