28 Nisan 2009 Salı

"Cerrah, kimden cesaret alıyor?"


İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın, “Münevver cinayeti” konusundaki sözleri tartışma yarattı.

GAZETE HABERTÜRK / Alper URUŞ


İSTANBUL’da başı testereyle kesilen liseli Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu, cinayetin üzerinden 56 gün geçmesine rağmen yakalanamadı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ise gazeteci Ayşe Arman’a, “E takip
etselermiş kızlarını. Sizin kızınız olsa, kaçta eve gelmesini istersiniz? Gece erkek
arkadaşının evinde kalmasına izin verir misiniz?” diyerek tartışma yarattı. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Celalettin Cerrah’ın sözleri üzerine dün ayrı ayrı soru önergeleri verdiler. Güner, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a şu soruyu yöneltti: “Kimden cesaret almaktadır? Bu şekilde ifadeler
kullanan bir emniyet müdürünü hala görevde tutmayı düşünüyor musunuz?” Ersin de önergesinde, “Zanlı ile suç ortaklarının yakalanamaması, polise duyulan güveni erozyona uğratmaktadır. Zanlının yurtdışına kaçtığı veya kaçırıldığı doğru
mu?” dedi. HABERTÜRK gazetecilere ve uzmanlara, Cerrah’ın yorumunu sordu...

‘Ahlak görüşünü empoze etmek hukukla bağdaşmaz’

Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği Bşk. HÜLYA GÜLBAHAR:

“KADINLARIN can vemalgüvenliği içerisinde bu özgürlüklerini korumak devletin
ve emniyet güçlerinin görevidir. Görevleri yerine getirmeyip, kendi ahlak görüşünü empoze etmeye çalışmak hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmaz. Bu tür tavırlar, ailelere ve kadınlara haklarını kullanmak konusunda gözdağı vermek anlamına
geleceği gibi her türden saldırganı da cesaretlendirir. Emniyet genel müdürlüğü
eliyle mahalle baskısı gibi aile baskısı kurulmak isteniyor. Bu zihniyetteki
insanların görevden alınması gerekir.”

‘Başarısızlığına mazeret arıyor’

CHP İzmir Milletvekili İnsan Hakları Kom. Üyesi AHMET ERSİN:

“EMNİYETMüdürü Celalettin Cerrah acısıyla başbaşa kalan ailenin acısını azaltacak önlemler almak, suç ortaklarını yakalayıp adalete teslim etmek yerine aileyi suçluyor, bu çok ayıp. Konuşmayı bırakıp işine baksın. Aileyi suçlayarak
başarısızlığının üzerini örtmek istiyor,mazaret arıyor. Emniyetmüdürlüğü
görevine devametmesi sakıncalıdır. Böyle bir emniyetmüdürü ile çalıştığı için
İçişleri Bakanı’nın da istifa etmesi gerekir.”

‘Görevini yapsın’

Özgür-Der Genel Başkanı HÜLYA ŞEKERCİ:

“MÜNEVVER’in olayı tek bir olay değil. Bu olayı tek boyutlu olarak
değerlendirmiyorum. Sadece ailenin sahip çıkmaması ya da bu kızcağızın yanlış arkadaşlar seçmesi olarak değerlendirilemez. Emniyetin üzerine düşeni yerine getirmesi gerekiyor. Ailenin de eksiği olabilir ama emniyet bunun arkasına saklanmamalıdır.”

‘Çocuk, gezer de eğlenir de’

CHP Ordu Milletvekili RAHMİ GÜNER:

HER konudaki soruşturma çok net ortaya dökülüyor, ilerleme oluyor, burada bir ipucu, sanık kaçak, ne olduğu belli değil. Emniyet Müdürü’nün 17 yaşındaki
çocuğun orda ne gezdiği, niye sahip çıkılmadığı gibi sözleri üzücü. Gençler gidebilir, eğlenebilirler. Kötü yola düşmüş gibi gösterilmesini ve bir emniyet müdürünün bu şekilde yanıt vermesini tasvip etmiyoruz. Bir Avrupa ülkesinde
bu söylense, müdür hemen görevden alınırdı...”

‘Erkekle gecelemek fıtrata aykırıdır’


İlahiyat bilimci ALİ RIZA DEMİRCAN:

“HİÇBİR şekilde bir insanın öldürülmesi asla onaylanamaz. Ancak karşılaştığımız üzücü olaylar bizi derin derin düşündürmeli ne ölçüde hatalı olup olmadığımızı
araştırmamıza vesile olmalıdır. Bir kız çocuğunun örneğin 18 yaşındaki bir kız
çocuğunun arkadaşları izlenmeli, evden çıkışı ve dönüşü takip edilmeli, ne yediği ne içtiği hangi tip insanlarla birlikte olduğu anne babaları tarafından gözetilmelidir.
Sözü edilen yaş grupları henüz şahsiyetlerin oluşmadığı dönemlerdir. Ana baba terbiyesinin rolü bu yaşlarda kendisini hissettirir. Bu ülkede Müslüman aileleriz.
Kaldı ki Müslüman olmasanız bile bir kız çocuğunun bir yabancı erkekle bir arada gecelemesini onaylamak insan fıtratına aykırıdır. Çocuklarımız üzerinde maalesef
ihmalkârız sonradan da üzülüyoruz.”

‘Cemaatler ve ailesi bireye sahip çıkmalı’

Zaman Yazarı ALİ BULAÇ:

“BÜYÜK ölçüde buna katılıyorum, çünkü biz hem modernleşmeyi hem de bireyselleşmeyi yanlış algılıyoruz. Sınırsız ve denetimsiz bir özgürlük olarak
algılıyoruz. Yani modern toplumda birey kendisi dışındaki kurumlara ve tehlikelere karşı savunmasızdır. Bu kurumların başında güvenlik teşkilatı gelir ancak her bireyin başına bir polis dikemeyiz. Eğitim kurumları da neyin doğru neyin yanlış olduğunu insanlara öğretmiyor. Durum böyle olunca ailenin, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının bireye sahip çıkması gerekir. Bu onların temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması anlamına gelmez. Fakat bir ailenin çocuğunu takip etmesi, okulun vermediğini vermesi gerekir.”

1 yorum:

  1. allah allah..ben de ilahiyatçıyım, ilahiyatçıları da biliyorum. evlenmeden önce flört hayatı yaşayan ilahiyatçı hiç mi yok? yaşamayan azdır. ilahiyatçıları bir tarafa bırakalım, türkiyede kaç kişi var evlendiği insanla gezmemiş olan? bu kızcağız da kendine göre düzenli seviyeli bir arkadaşlık sürdüren, yaşına göre davranmış 17 yaşında bakire bir kız çocuğuydu. arkadaşının evine gitti öldürülmeyi hak etti diye bir saçmalığı hangi insanoğlu söyleyebilir? burası iran mı? insanlar hep gezip tozuyor bizim ülkemizde? kaçımız katledilmeyi hak etmedik o zaman? kaldı ki tekrar ediyorum, bu kız çocuğu yaşına göre gezmeyi bilmiş. bakire ve aynı insanla hayaller kurarak gezmiş, cem gariboğlu ile o gece barda tanışmamıştı değil mi? ( bu tür ilişkiler yaşayanları da tenzih ederim, kimse ama kimse ilişkisi var diye bunu hak etmez, ancak kızcağız ile ilgili ahlak dersi vermek isteyenler bunu da bilsin, yaşına göre ve düzenli, yetişkininki gibi de olmayan (bakireymiş kız çocuğu) bir arkadaşlığı varmış kız çocuğunun.)

    YanıtlaSil

gallery

Gölge Adam