Vakit yazarlarından Hasan Karakaya'nın bu günkü yazı başlığı "Sanki Başbakan... Sanki İcraatın İçinden!" şeklinde.
Sarıkaya Genelkurmay başkanı Bağbuğ'un dün yaptığı konuşmasını eleştirirken her zaman olduğu gibi kantarın topuzunu kaçırmış Sarıkaya, Bağbuğ'un asker değil de, siyasetçi gibi konuştuğunu; konuşmayı Genelkurmay Başkanının değil de, Başbakanın yaptığını ima eden yazınsının başlıca bölümleri şu şekilde:
* “GATAkulli” olayına gelince... Sayın Başbuğ, adres olarak Adalet ve Sağlık bakanlıklarını gösteriyor ama sadece şu kadarını sorayım:
“Levent Ersöz, Haseki Hastanesi’ne kaç asker eşliğinde geldi, GATA’ya sevk kararını nöbetçi doktor mu verdi, yoksa başka bir doktor mu ayarlandı?!?”
Diğer baın mensuplarına da yüklenerek;
“Sivillere istifa çağrısı”nda bulunan “akredite”ler, acaba “askerî sorumlular”a niye “istifa” çağrısında bulunmazlar?..
O kadar “yürekli” mi değiller, “maça”ları mı sıkmıyor?
SALDIRILARIN ZAMANLAMASI İLGİNÇ!
Haa, bu arada “askere pusu” ve “Türk’e suikast girişimi” olaylarını ve bu eylemleri gerçekleştiren örgütlerin “zamanlama”sına dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum!..
PKK ve DHKP/C’nin “taşeron” örgütler olduğu, bu örgütlerin “Ergenekon tarafından kullanıldığı” hem inkâr edilemez, hem de “belgeli gerçek”lerden!..
İşte bu “taşeron”ların, tam da “Başbuğ’un basın toplantısı”ndan önce Bostancı’da polisle çatışmaya girmesi, “askere pusu” düzenleyip 10 anakuzusunu şehit etmesi, siyaset sahnesinden çekilen Hikmet Sami Türk’e suikast girişiminde bulunması, son derece ilginç geldi bana!..
Bana öyle geliyor ki;
Bu “taşeron”lar bazı söylem ve eylemlere haklılık kazandırmaya çalışıyorlar!..
detayhaber.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder