Metrosüs

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, şartnameyi hazırlayıp ihaleyi yapanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmasına karşın metrobüsleri üreten şirketten medet umulduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, “Niçin? Çünkü belediye suçluluğunun farkında olduğu için kamuoyunun önüne çıkmamaya özen gösteriyor” dedi. Metrobüslerin önemli kısmının İETT garajında onarım ve bakım için bekletildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yani çalışmıyor, o zaman sormazlar mı ‘bu nasıl bir teknoloji harikası’ diye?” konuştu.

Türkiye’de yapılanlar ne?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın açıklamasını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bu araçların tümü 1 Mayıs’ta seferde olacaktı. Bugün 21 Mayıs, değişen hiçbir şey yok. O zaman biz, bu araçlara İstanbullular olarak niçin 60 milyon euro ödedik” dedi.
Belediye açıklamasında, “Araçlar direk üreticiden alınmıştır. Üretimin her aşamasında 2 makine mühendisi ve 6 adet usta işçi tarafından firma denetlenmiş ve şartnameye aykırı imalata izin verilmemiştir. Menşei ülkeden gemiye yüklenmeden her türlü testler yapılmış ve öyle gemiye yüklenmiştir” denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Madem daha Hollanda’dayken bu araçların testi yapıldıysa, Türkiye’de yapılanlar nedir? Niçin bu araçlar çalışmıyor?” diye sordu.
“Şartname Phileas’lara göre hazırlanmış, yani adrese teslim ihale yapılmıştır. Bu adrese teslim ihaleyi de belediye açıkça resmi internet sitesinde itiraf etmiştir” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İETT Genel Müdürlüğü, İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek’e 2007’de hazırlattığı fizibilite raporunda, ‘Metrobüs projesi için değerlendirilen iki otobüs seçeneğinden Capacity otobüsünün finansal değerlendirme göstergeleri, Phileas otobüsüne göre önemli ölçüde daha iyidir’ denildi. Buna rağmen Topbaş, 60 milyon euro ödeyerek otobüsleri satın aldı.
Hangi güç bu raporun gereğinin yerine getirilmesini engellemiştir? Bu konuda niçin İstanbullulara sağlıklı bilgi verilmiyor? Ayıplı bir mal niçin iade edilmiyor? İstanbulluya niçin dünyanın en pahalı hurdasının sahibi olduğu anlatılmayacak mı? Yapılacak ilk şey, bu ayıplı malların süratle Hollanda’daki firmaya iade edilmesi ve bu konuda yapılan tüm sözleşmelerin kamuoyuna açıklanmasıdır.”(milliyet)