
Asker, 28 Şubat'ta Demirel'e ne teklif etti? 26.05.2009 10:37 | |
![]() DEMİREL DARBEYİ ÖNLEDİ Darbe, silahlı kuvvetin devleti işgal etmesidir. 28 Şubat, öyle bir hadise değil. Önergeyi veren askeri kesimdir. İhtilal yapan kudretli kesim bu kararı alıyor. Demirel’e verilen teklif şu: Siz orada kalın, biz bu hadiseyi eskisi gibi halledelim. 12 Mart’ta örneği var bunun. Sunay cumhurbaşkanlığında kalmak suretiyle 12 Mart muhtırası işletilmişti. 12 Mart modeli teklif edildi Demirel’e. Demirel, orada granit gibi, kale gibi durdu, Meclis’i açık tutmak için. Demirel’i aşamadılar. Demirel, darbeyi önledi. Darbe eşiğe kadar gelmiş, nizamiye kapısından dönmüş. Darbe tamamlanmamış. GERÇEK DİNDARIM Ben gerçek bir dindarım. ‘Ne cemaat, ne tarikat, itikat’ diyorum. Bizim din anlayışımız itikata dayalı, tasavvufa yakın bir inanıştır. Benim dindarlığım siyasetimi etkilemez. Ben, siyasette liberal demokratım, dindarlığım iç dünyamla ilgili. Benim devletim laiktir. Laik devlete siz bir etiket olarak ılımlı İslam’ı koyamazsınız. ABD’nin talebine ve baskısına rağmen ılımlı İslam ülkesi olamadı, olamayacak Türkiye. TARİH BENİ SUÇLU SAYABİLİR (Demirel, cumhurbaşkanı seçilmesi ardından yerine dönemin Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’u işaret etmiş, ancak Cindoruk’un kabul etmemesiyle ibre Tansu Çiller’e dönmüş, Çiller önce DYP Genel Başkanı seçilmiş, ardından Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olmuştu. Cindoruk’a bu hatırlatıldı) 1993’te bıraktığım parti yüzde 27 oy almıştı. TBMM Başkanlığı’nı daha iyi yapabileceğimi düşündüm. Başbakanlık ile TBMM Başkanlı’ğı arasında tercih yapmak için günlerce düşündüm. Gördüm ki başbakan olurum ama cumhurbaşkanı ve parti grubunun desteğini tam anlamıyla alamam. Ülkeme zarar verirdim, ben de üzülürdüm. DYP Genel Başkanlığı’nı iyi ki üstlenmemişim demiyorum, siyasi tarih beni yargılarsa beni bu konuda suçlu sayabilir. DTP’LİLERE DOKUNULAMAZ Dokunulmazlık Meclis’in imtiyazıdır, milletvekillerinin değil. DTP’lilerin ifade verilmeye çağırılmaları konusunda parlamentonun fikrinin dışında düşünüyorum. O sorgu için dahi dokunulmazlığın kaldırılması gerekir. Savcı, ifadeyi dokunulmazlık kaldırılırsa alır. GÜL YARGILANAMAZ Abdullah Gül hakkında vatana ihanetin dışında bir takibat yapılamaz. Cumhurbaşkanlarını adliye mahkemelerinde yargılarsanız, cumhurbaşkanlığı kurumu ortadan kalkar. TELEFONDA ÜÇ KİŞİYİZ Telefonla üç kişi konuşuyoruz. Bir de jurnalci var dinleyen. Bu demokrasi midir? Özel hayatı tehdit eden bir düzen var bugün ve bu Adalet Bakanlığı’nın himayesinde. Kimse beni bir orgeneralin, bir rektörün, içişleri ve adalet bakanından habersiz gözaltına alındığına ikna edemez. 12 Mart ve 28 Şubat 12 Mart 1970’de Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu’nun imzasıyla hükümete bir muhtıra verildi. Muhtıranın ardından dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, hemen istifa etti. Dönemin CHP Kocaeli Milletvekili Nihat Erim, başkanlığında askerlerin isteği doğrultusunda bir hükümet oluşturuldu. Hükümet, İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 11 ilde sıkıyönetim ilan etti ve ardından geniş çaplı tutuklamalar başladı. 12 Mart derbesinin ayırt edici özelliği 27 Mayıs ve 12 Eylül’deki gibi parlamento feshedilmeden askerin istediği doğrultuda bir yönetim oluşturulmasıydı. 1995 milletvekili genel seçimlerinden birinci olarak çıkan Refah Partisi’nin (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan başkanlığında kurulan 54. hükümetin icraat ve söylemleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nde rahatsızlık yaratınca 5 Şubat’ta Ankara Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı. Aynı gün dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Erbakan’a mektup gönderdi. 28 Şubat’ta yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında çok sert bir bildiri yayımlandı ve Refahyol hükümeti istifa etti. Ardından RP Anayasa Mahkemesi tarafından temelli kapatıldı. Radikal |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder