
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın, “Ergenekon” davası ile birleştirilmesine ve dava dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Danıştay davasıyla ilgili ortada
bir Yargıtay kararı olmasına rağmen başka bir yargı kurumu olan Danıştay, Yargıtay saldırısının hala Ergenekon işi olduğuna inanmıyor.
Danıştaya yönelik saldırının 3. yılında "Danıştay'a Yapılan Saldırının Yıldönümü ve Yargı Şehidi Mustafa Yücel Özbilgin'i Anma Günü" dolayısıyla Danıştay'da tören düzenlendi. Tören sırasında da yapılan konuşmalardan aynı sonuç çıktı: Danıştay saldırısı Ergenekon değil dinci işi..
Gözyaşlarını tutamadılar
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Özbilgin'i anlatan ve fotoğraflarından oluşan sinevizyon gösterisi sunuldu. Sinevizyon gösterisi sırasında Özbilgin'in eşi Sema Özbilgin, Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve bazı Danıştay mensuplarının gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Türban kararı hedef yaptı
Sinevizyon gösterisinin ardından Danıştay 5. Dairesi Başkanı Salih Er, yaptığı konuşmada, "türban konusunda aldığı kararla şeriatçı basının baş hedefi durumuna gelen" Danıştay 2. Dairesi'ne 17 Mayıs 2006 günü yapılan saldırının herkesi derin bir acı ve kedere boğduğunu söyledi.
Neden Danıştay sorusunun yanıtı
Er, Danıştay'ın 141. yıllık bir kuruluş olduğunu, bir kurumun 141 yıl yaşabilmesinin toplumunu gereksinimlerini karşılamasıyla olanaklı olduğunu, Danıştay'ın temel hak ve özgürlüklerin korunması, savunma hakkı, hak arama özgürlüğü, sosyal güvenlik hakları, memur güvencesi, eşitlik konularında verdiği kararlarla tanındığını anlattı. Hukukun üstünlüğü inancının yerleşmesindeki, hukuk devletinin gelişip güçlendirilmesindeki çabaları ve katkıları sonucu toplumda kazandığı saygınlığıyla Danıştayın tanındığını belirten Er, sözlerini şöyle sürdürdü:
Dün bir düş gördüm
Salih Er, Özbilgin'in hayatını kaybetmesinin kendilerine büyük bir acı verirken, diğer yandan da hukukçuların kenetlenmesini sağladığını, bu duygu seli öncesi pek önemsenmeyen birlik ve beraberliğin yeniden tanımlanmasına ışık tuttuğunu, cinayeti her koşulda kınayan hukukçuların artık tek derdinin karanlık noktaların aydınlatılması ve adaletin sağlanması olduğunu kaydetti.
Efendi türban senin işin değil Diyanet'in işi
Bir düş gördüm. Ülkemin Başbakanı Danıştay'a sahip çıkıyor, türban kararından sonra 'Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar', 'Efendi bu senin işin değil, Diyanet'in işi', 'Yasamada, yürütmede bazı adımları atarız ama yargıdaki adımı bizim atmamız mümkün değil. Açık konuşuyorum, Danıştay'da bir çok engelle karşı karşıyayız' diyenleri hukukun üstünlüğünü tanımaya çağırıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder