
AK Parti iktidara geldiği günden bu yana Gülen cemaatiyle olan yakınlığı tartışılır durur. Posta Gazetesi'ndeki köşesinde Mehmet Ali Birand, bugün Gülen cemaati - AKP koalisyonunu yazdı. Erdoğan ve Gülen'i birbirinden ayıran farklara yer verdi.
ERDOĞAN VE GÜLEN AYNI GÖRÜŞLERE SAHİPLER
Bazı yorumcular yanlış bir yaklaşımla, Ak Parti (AKP) ile Fethullah Gülen Hareketini aynı potaya koyuyorlar. Ayrıca herşeyin altında Gülen hareketinin parmağı aranıyor. Erdoğan-Gülen koalisyonunun Türkiye'yi başka yerlere götürdüğü ileri sürülüyor.
Doğrudur, bir çok konuda Erdoğan ile Gülen aynı görüşlere sahipler. Genelde aynı değerlerde buluşuyorlar. Ayrıca AKP'nin iktidara gelişinde Gülen cemaatinin büyük desteği olduğu da ortada. Özetle, Erdoğan-Gülen koalisyonu, zaman zaman gerginlikler, görüş ayrılıkları olmasına rağmen bugüne kadar devam etti.
Acaba kim kimi kullanıyor? Başka bir hesaplamayla, bu ortaklık en çok kimin işine geliyor? Erdoğan-Gülen koalisyonu sürer mi, yoksa sonuna geliniyor mu?
GÜLEN'CİLER DAHA DÜNYAYA AÇIK, ANCAK İSLAMIN GÜNLÜK YAŞAMDAKİ YERİNİ DAHA ÇOK ÖNEMSİYORLAR
Aslında, Erdoğan ile Gülen'in birçok ortak noktası olduğu gibi, ayrıldıkları önemli noktaları da var.
Herşeyin başında, Ak Parti bir Cemaat veya Gülen'inki gibi bir Hareket değil. AKP'nin tek temel hedefi iktidarda kalmak. Partinin büyük kesimi çıkarları birleştiği için yan yana yaşıyor. Buna karşı Gülen'in bir felsefesi var. Daha uluslararası bir oluşum. Dünya görüşü, hatta İslam'a bakışları dahi AKP'lilerden farklı.
Gülencileri bir arada tutan unsur, Erdoğancılar kadar parasal çıkar değil. Hatta, her iki kesimin kafasındaki Türkiye dahi farklı.
Gülenciler daha müslüman, Kuran'a daha bağlı bir sistemden yana oldukları izlenimini veriyorlar. İslamın politikadaki yerini önemsiyorlar.
Erdoğan'ın AKP'si ise, o kadar ileri gitmiyor. Alkole alerjisi olan, türban'ın tümüyle serbest kalacağı, muhafazakar bir Türkiye ile yetineceklerinin işaretlerini veriyorlar. Erdoğan, toplumu zorlama ve çatışmaya kadar götürecek bir islamlaştırma pahasına iktidarı kaybetme niyetinde değil.
İki lider arasında da önemli farklılıklar var
ERDOĞAN, GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ BİR İNSAN. ZAMANINDA FEVRİ, ZAMANINDA HEYECANLI. İŞİ İCABI, GÜNLÜK YAŞAYAN BİR SİYASETÇİ.
Tayyip Erdoğan, olduğu gibi bir insan. Hergün karşımızda gördüğümüz gibi, kimi zaman fevri, kimi zaman tepkilerini çok sert şekilde yansıtan, kimi zaman ise son derece mantıklı politikalar oluşturan bir lider. Türk siyasetinin, kullandığı sözcükleriyle vücut dili, hatta Kasımpaşalı yaklaşımıyla, halka en yakın siyasetçisi diyebiliriz.
Fethullah Gülen ise, tam aksine günlük işlerden çok, din bilimine önem veren, çok konuşmayan, etrafındakileri gönül ve din bağı ile kendine bağlayan bir düşünür izlenimi veriyor. Bu saptamalar doğru ve yanlış olabilir, ancak herbiri kamuoyunun algılamalarıdır. Gülenciler bu nedenle, AKP'lileri biraz kaba, fazla “yerel” görürler. İslamı yorumlarını dahi pek beğenmezler.
HERŞEYE RAĞMEN, BU İKİ GURUP ARASINDAKİ KOALİSYON, BAŞKA SEÇENEK OLMADIĞINDAN DOLAYI SÜRECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR
Birbirlerinden, ileri sürüldüğü kadar hoşlanmasalar, dünya görüşleri ve genel yaklaşımları, kafalarındaki Türkiye imajı da değişik olsa, Erdoğan ve Gülen birbirlerine muhtaçlar.
AKP, Gülen'e önemli bir koruma veriyor, meşruiyet sağlıyor ve çalışmalarını engellemeden yürütmesine imkan veriyor. Eskiden, Gülen Hareketi, sürekli kuşku ve kaygı içinde yaşar, Devlet'in ne zaman, nerede vuracağını tahmin etmeye çalışırlardı.
GÜLEN DESTEĞİ VAZGEÇİLEMEYECEK BİR AVANTAJ
Artık rahatlar. Gülen de AKP'ye hem medyası, hemde tüm cemaatiyle büyük bir destek veriyor. Bu da kolay kolay vazgeçilemeyecek bir avantajdır.
Kısa ve orta vadede görülen, bu ortaklığın tüm sorunlarına rağmen, hiç değilse önümüzdeki genel seçimlere kadar devam edeceğidir. Seçim sonuçlarına göre, herkes kendi pozisyonunu yeniden gözden geçirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder