
Bir gece önce başlayan kum fırtınası nefes almayı iyice zorlaştırıyor. Çölden havalanıp şehre çöreklenen kumlar insanların birbirini görmesini engellemekle kalmıyor, gerçeklerin de üstünü örtüyor sanki. Kahire, ilk kez gelen biri tarafından tek kelimeyle özetlenebilir: Kaos. Ancak biz, bir enformasyon/dezenformasyon kaosu içinde yolumuzu bulmak ve toz bulutu arasından sıyrılıp yeni bir Tuncay Güney sorusunun cevabını vermek durumundayız. Daha ilk görüşmemizde, ülkenin en etkili gazetelerinden birinin istihbarat servisi müdürü "Bu dava bizi aşar. Burası Türkiye değil, başınıza her türlü iş gelebilir, dikkatli olun" dese de...
Haziran 2007'de İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan baskınla başlayan Ergenekon davası sürecinin hâlâ en önemli isimlerinden biri olan Güney'in izini Mısır'da sürmemizin nedeni, ilk kez Newsweek Türkiye'ye konuşan annesinin "Köklerimiz Mısır'a uzanıyor" (9 Kasım 2008 / Sayı 2) demesi değil. Birkaç habere ve kitaba yansısa da hâlâ aydınlatılmayan, Mısır, İsrail, Türkiye ve Kanada dörtgeninde şekillenen bir başka iddianın peşindeyiz. Mısırlı savcı Hisham Badawi, Ocak 2007'de Kahire Havaalanı'nda tutuklanan ve Mısır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından "MOSSAD (İsrail Gizli Servisi) adına casusluk yapmak suçundan" 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Mısır ve Kanada çift pasaportlu Mohamed Essam Ghoneim ElAttar'a Türkiye ve Kanada'da üç ismin yardımcı olduğunu ve onu MOSSAD ajanı olarak devşirdiklerini ileri sürüyor. Son ikisinin hem Türkiye hem İsrail pasaportu taşıdığı düşünülen Daniel Levi, Kemal Kosba ve Tuncay Bubay aynı davada gıyabında 15'er yıl hapis cezası aldılar. Sadece Mısırlı yetkililere göre değil, Güney'i yakından tanıyan başka isimlere göre de bu üç isimden en az biri (bazılarına göre üçü de) Tuncay Güney'den başkası değil.
(Yazının tamamı Newsweek Türkiye'de)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder